27 Nisan 2025 05:00

Kemal Can: Fiili kayyım operasyonu

Gazeteci-Yazar Kemal Can İBB’nin çalışamaz hale getirilmek istendiğini belirterek, “İktidar geri adım atmış gibi görünse de, fiili bir kayyım düzeni yaratma niyetinden vazgeçmedi” dedi.

Kemal Can: Fiili kayyım operasyonu

Fotoğraf: Anka (arkada), Evrensel (önde)

Eylem Nazlıer
[email protected]


İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik sabah saatlerinde düzenlenen operasyonlar, kurumun farklı birimlerinden çok sayıda üst düzey yönetici ve uzmanın gözaltına alınmasıyla yeni bir aşamaya taşındı. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Arif Gürkan Alpay, İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa ve Başkan Ekrem İmamoğlu’nun Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda yönetici gözaltına alındı, toplam 53 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Operasyonun, İBB’nin Kanal İstanbul güzergahındaki TOKİ konutlarına karşı aldığı yıkım kararının hemen ardından gelmesi dikkat çekti. İktidarın hem İBB’yi işlevsiz bırakmayı hem de Kanal İstanbul gibi projelere yönelik direnci kırmayı hedeflediğini belirten Gazeteci-Yazar Kemal Can, fiili bir kayyım düzeni yaratma niyetinden vazgeçilmediğini vurguladı.

"Aynı anda, birçok hedefi var"

İktidarın bu tür hamlelerde her zaman tek bir hedefi olmadığını belirten Can, “Yargı gibi siyaset dışı araçları kullanarak yaptığı operasyonlarda iktidarın amacı hiçbir zaman sadece bir tane olmuyor. Aynı anda birkaç kuş vurulmaya çalışılıyor” dedi. Operasyonun genişliği, zamanlaması ve kapsamı dikkate alındığında birden çok hedefin gözetildiğini vurgulayan Can, “En başta 19 Mart’ın ardından gündeme gelen kayyım tartışmaları var. O zaman iktidar geri adım atmış gibi görünse de, fiili bir kayyım düzeni yaratma niyetinden vazgeçmediği anlaşılıyor. Bu hamle, iktidarın İBB üzerindeki baskıyı sürdürme kararlılığını gösteriyor. Belediyeye yönelik bu ‘turp zorlaması’ devam ediyor. Bürokratların gözaltına alınması ve diğer çalışanlara da benzer bir riskin hissettirilmesi, zamanla belediyenin fiilen çalışamaz hale gelmesine yol açabilir. Böylece özellikle seçilmiş yöneticilerin, yani CHP’nin kontrolündeki bir belediye gibi davranmasının önüne geçilmesi hedefleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

"İçerik açısından zayıf dosyaları doldurma çabası sürüyor"

İmamoğlu’na açılan soruşturma dosyalarının zayıflığını da hatırlan Can, “İmamoğlu’na ilişkin açılan davalarda dosyalar içerik bakımından son derece zayıftı. İktidar, bir süredir etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyenlerin ifadeleriyle bu dosyaları doldurmaya çalışıyordu. Şimdi daha fazla sayıda bürokrat ve iş insanının gözaltına alınması, bu çabanın devam ettiğini düşündürüyor. Gözaltılar, yeni itiraflar ya da beyanlar üzerinden dosyaları şişirme amacı taşıyor olabilir” dedi.

Kanal İstanbul operasyonu

Operasyonda İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa’nın da gözaltına alınması, gözleri yeniden Kanal İstanbul projesine çevirdi. Can, bu bağlantıya dikkat çekerek “İSKİ, Kanal İstanbul güzergahında, Sazlıdere Barajı Havzası’nda başlatılan inşaatlara yıkım kararı almış ve bu kararı tebliğ etmişti. Hemen ardından İSKİ yöneticilerinin gözaltına alınması, iktidarın bu projeye yönelik her türlü itiraza tahammül göstermediğini ortaya koyuyor. Bu operasyon, Kanal İstanbul projesinin önündeki yerel yönetim direncini kırmaya yönelik bir hamle” diye konuştu.

"Deprem gündemi fırsata çevrilmek isteniyor"

Türkiye’nin bir numaralı gündem maddesi haline gelen deprem tehdidinin de operasyon zamanlamasında etkili olduğunu belirten Can, iktidarın kriz anlarını fırsata çevirmeye çalıştığını söyledi: “Erdoğan, bakanlarıyla birlikte İBB’yi çağırmadan AFAD’da bir toplantı yapıp fotoğraf verdi. Bu görüntü ‘patron kim’ mesajı vermeyi amaçlıyor. Otoriter yönetimler felaket ve kriz anlarını sever; çünkü böyle dönemlerde toplumun talepleri soyut hedeflerden çok somut ihtiyaçlara yönelir. Pandemide ve Maraş, Antakya depremlerinde de bunu görmüştük.”

Operasyonun iki temel hedefi

Toplumun mart ayında İBB’ye kayyım atanmasına yönelik hazırlıklara güçlü tepki verdiğini, iktidarın ise bu tepkilere rağmen niyetinden vazgeçmediğini vurgulayan Can, “Deprem gündemini fırsat bilerek yeniden hamle yapıyorlar. Belediyeyi baypas ederek merkezi yönetimi öne çıkarma stratejisi izliyorlar. Son operasyonun iki temel hedefi var. Birincisi, depremi kullanarak merkezi yönetimi öne çıkarıp belediyeyi etkisizleştirmek. İkincisi ise 19 Mart’ta başlattıkları operasyonu yeniden canlandırmak. İktidar, felaket ve endişe anlarında güçlü olanın çevresinde toplanma eğilimini kullanarak kendi pozisyonunu tahkim etmek istiyor” dedi.

"CHP ve İmamoğlu’nun tavrı belirleyici olacak"

Sürecin nasıl ilerleyeceğinin hem iktidarın hem de muhalefetin atacağı adımlara bağlı olacağını ifade eden Can, sözlerini şöyle tamamladı: “Toplumun iktidarın planlarına iktidarın istediği gibi karşılık vermediği ortada. Ancak bunun bir devamlılık kazanıp kazanmayacağını, CHP’nin bu süreçte nasıl bir siyaset izleyeceği belirleyecek. İmamoğlu’nun işaret ettiği Kanal İstanbul ve deprem eksenli eleştirilerin kamuoyunda nasıl yankı bulacağı süreci şekillendirecek. İktidar tarafında ise depremi ve kriz ortamını kullanarak İBB’ye yönelik kuşatmayı derinleştirme stratejisinin devam edeceği anlaşılıyor.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İstanbul’a fiili kayyım!

İstanbul’a fiili kayyım!

Halkın güçlü tepkisiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) kayyım atayamayan iktidardan yeni hamle geldi. İBB’nin farklı birimlerinden çok sayıda üst düzey yönetici ve uzman gözaltına alındı; belediyeyi ‘Adım atamaz’ hale getiren yargı operasyonuyla adeta fiili kayyım atanmış oldu!

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Cübbeli Ahmet, “Gazı yavaş yavaş çıkartarak hani bir kerede 7-8 olacağına işte böyle 4’tür, 5’tir, 6’dır, hani gazı çıkart da bizi yıkma” diye ettiği dua sayesinde depremde can kaybı ve yıkım olmadığı imasında bulundu

Evrensel'i Takip Et